Eski Sarıyer Fotoğrafları



































             



BÜTÜN BU GÜZELLİKLER GEÇMİŞTE KALDI



GEÇMİŞ OLSUN

GİDENLER DÖNMEZ.............!

 
      





 
                                                

Sarıyer’im
 
Yüzüne bakacak yüzüm olmadığından bu satırlarla dökmek istedim içimi sana.
 
Kırk beş yıl önce sende açtım gözümü dünyaya . Tıpkı babam gibi , dedem gibi onlarında dedeleri gibi . Soğuk kışları sularıyla nam salmış adını onlardan almış sular caddesindeki evimizde .Yazları en güzel köylerinden Kilyos’da ki dede evinde geçti çocukluğum.
Öylesine bakir , öylesine sakindin ki geniş bir ailenin fertleri gibiydi senin koynunda yaşayanlar . Denizinle , yeşilinle tertemiz havanla dört bir yanını kaplayan ormanlarınla cennetten bir parça gibiydin .
Tutkundu sana sende doğup sende büyüyenler , hediye edilse onlara dünyada ki en güzel yerler yapamazlardı sensiz yine sana geri dönerler.
Sen her şeyin en mükemmelini cömertçe serdin önümüze , ama biz sahip çıkamadık değerlerimize.
Hor kullandık yıllar yılı çağdaşlaşma adına yerle bir ettik güzelim tarihi konaklarını , yalılarını . Beton yığınlarıyla doldurduk dört bir yanını .
Bizler sahip çıkamayınca bizim olana , İstanbul’a göçenler de başladılar dağını bayırını talana .Bütün güzelliklerin kangrenli yaralar gibi sarıldı betonlarla ,
Sonrasında sonradan zengin olanlar gözünü diktiler sana . Kalan ormanlarına yemyeşil çayırlarına saldırdılar . Dev gibi kestane ağaçlarını , çınarlarını çamlarını , erguvanlarını söküp köklerinden , yerlerine villalardan oluşan siteler kondurdular asfaltla , betonla kapladılar her bir yanını sonra plastik çiçekliklere yapay ağaçlar yerleştirip dekor yaptılar süslemek için o beton yığınlarını.
 Artık ne uçsuz bucaksız ormanların kaldı ne tarihi ahşap konakların , ne envai çeşit balıklarla dolu tertemiz denizin , ne toplu iğneyle olta yapıp balık tuttuğumuz billur gibi akan derelerin , ne de dillere destan memba suların.
Balığıyla İstanbul’a nam salmış Sarıyer’im balıkçı tezgâhlarında artık Norveç’ten ithal ettiğimiz dondurulmuş uskumrular yatıyor. İstasyonlar açtılar senin dört bir yanına Sular caddesinde , çukur çeşmede, Çırçırda , Kılıç pınarda , Hünkârda damacanayla su satılıyor. 
Eski bir şarkı vardı    “ Çok mesire yerleri gördüm ille de Sarıyer “ diye başlardı artık güzelim mesire yeri Sarıyer galiba sadece o eski şarkıda kaldı.
Halâ akıllanmadık , halâ bıkmadık , usanmadık . Var gücümüzle yükleniyoruz kalan üç beş yeşil köşeni de bitirmek için , plansız yapılarla seni hepten yok etmek için çabalıyoruz.
Ne sunacak bir mazeretimiz var sana ne özür dileyecek yüzümüz . Bilemedik senin kıymetini , üzgünüz .
Şimdi suç seninmiş gibi hayıflanıyoruz Sarıyer artık yaşanmaz oldu diyoruz . Sana teselli olur mu bilemem Sarıyer’ im   son söyleyeceklerim .
Göç etmek için başka bakir yerler arayanlar bulamıyorlar . Senden farkı kalmamış ne Karadeniz’in ne Akdeniz’in ne de Ege’nin.  
                                                                
El birliğiyle mahvettik güzelim memleketimizi hepimiz suçluyuz kime ne diyelim.
 
 
                                     Müşfik SALTIK
                                  23 Mayıs 2006


" Sarıyer Gazetesinin Düzenlediği ( Sarıyer'e Mektup ) yarışmasında 3. olmuştur."
 
       
 
 
 
 
 
 
Ziyaretçi sayısı 29909 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol